top of page
Defterler

Subscribe to Newsletter
Practical productivity tips, valuable life advice, and top industry insights—delivered straight to your inbox every week with our newsletter!

Sevginin Aslına Dönüşü

ree

Bu âleme gelişimizin sırrı nedir bilmek ister misin?

Ne arar insan yol boyunca, niçin yorulur, niçin yanar gönlü?

Hepsi bir tek kelimenin peşindedir: Sevgi.

Sevgi öyle bir sırdır ki, insana öğretilmez;

insanın özü zaten sevgiden yoğrulmuştur.

Biz, unuttuğumuz hakikati hatırlamak için geldik bu dünyaya.

Sevgiyi aramayız aslında;

sevgiyi hatırlamaya çalışırız.


Ben o unutulmuş hakikati çocuklarımın gözlerinde gördüm.

Daha söz nedir bilmezken, gönüllerinden bana doğru akan o ışığı…

Anne karnında başlayan o bağın, doğunca nasıl bir aşka dönüştüğünü seyrettim.

Sanırsın ki küçük bir beden değil,

mana âleminden gelen bir el uzanır insana.


Sonra anladım ki oğlumun bana düşkünlüğü “bana” değildi;

benim üzerimden kokusunu duyduğu o saf sevgiye idi.

Çocuk annesine değil, annedeki ilâhî sevgiye meyleder.

Sevdiği kişi değil, kişide parıldayan nurdur.


İşte bu yüzden,

en derin yaralarımız da annelerimizden gelir çoğu zaman.

Çünkü gönlümüz onlardan yalnızca sevgi ister;

başka hiçbir şey değil.

Bulamadığımızda eksiliriz,

bulduğumuzda tamamlanırız.


Ama yol uzundur ve yürüdükçe görürsün ki:

Sevgi bir kişiye hapsedilecek bir ırmak değildir.

Bir ağaca da akar,

bir kuşa da,

bir böceğe de…

Kendi gönlüne akar,

Yaradan’a akar.


Sevgi nefes gibidir;

sen fark etsen de etmesen de seni diri tutar.

Beklentisiz, karşılıksız, sonsuz…


Ve sonunda anlarsın:

“Niçin geldik bu dünyaya?” diye soran gönle verilecek tek cevap vardır:

Sevgiyi idrak etmeye…

Sevgi olmaya…

Sevgiden geçip Sevgi’ye varmaktan başka yol yoktur.

 
 
 

Yorumlar


bottom of page