top of page
Defterler

Subscribe to Newsletter
Practical productivity tips, valuable life advice, and top industry insights—delivered straight to your inbox every week with our newsletter!

Hak Edilmiş Eğlence


ree

Sürekli aktif olup bir şeyler üretmeyi çok seviyorum. Bir şeyler üretmek bana kendimi özgür hissettiriyor. Gün içinde o kadar farklı sorumluluklarım var ki bunların hepsine yetişmek hiç kolay olmuyor. Yoğun bir iş tempom var, annelik sorumlulukları, eve ait ayrı sorumluluklar, tam zamanlı evden çalıştığımız için üç ayrı öğün yemek, kişisel gelişim için ayırdığım zaman. E bunun sporu yürüyüşü vs derken günün nasıl geçtiğini çoğu zaman anlamıyorum. Bunlara nasıl zaman yetiştiriyorum, zaman yönetimini nasıl yapıyorum gibi sorular akıllara gelebilir. Bunlar başka yazıların konuları olarak kalsın burada. Bu yazıda bu yoğun tempomu devam ettirmek için, temel motivasyon hilelerimden birini anlatacağım.


Bir işi bitirmek için çok çeşitli yöntemler izleyebilirsiniz. Daha önceki yazılarımda bazılarından bahsetmiştim. Gözümüzde büyüttüğümüz işlerin bir çoğunun 20 dakikanın altında bittiğinden (20 Dakikanın Kerameti), ertelediğiniz şeylere başlamazsanız bitmeyeceğinden (Başlamazsan Bitmez!) önceki yazılarımda bahsetmiştim. Bu bakış açıları sizi bir noktaya kadar harekete geçirir. Hatta benim istatistiklerime göre, ortalama 3 hafta yaptığım planlara sadık kalabiliyorum, ama sonra olanlar oluyor ve yoğun bir isteksizlik sonucu her şeyi bırakıyordum. O kadar çok plan yapıp vazgeçmişliğim var ki bu yazıyı size konunun uzman profesörü olarak yazıyorum :)


Yıllarımı plan program yaparak geçirmiş biri olarak, her vazgeçişimde yaptığım bir hatayı anladım. Eğlenceye zaman ayırmadığım dönemlerde, motivasyonumu çok çabuk kaybettiğimi gördüm. Evet doğru duydunuz, programınızın içinde eğlence maddesi olmalı, gün içinde eğlence için ayrılmış özel zamanınız olmalı. Kulağa hoş geldiğinin farkındayım!


Aslında bunu farketmem çok doğal olarak gelişti. Bazen bir sınava veya iş görüşmesine hazırlanmak için saatlerimizi, günlerimizi harcarız. Bu süre zarfında sevdiğimiz keyif aldığımız her şeyden vazgeçeriz. Sonra işi teslim ettikten sonra gelen o mutluluk ve keyif anı vardır ya, hah işte bu duygularla eğlenmek için neleri ertelediysek artık rahatlıkla yapabiliriz. Ben buna hakedilmiş eğlence diyorum. Ben bu duygunun lezzetini keşfettikten sonra, tam olarak bu duygunun müptelası oldum. Kendi kendimin bug’ımı buldum diyebilirim. Sadece büyük işleri teslim ettikten sonra değil, irili ufaklı günlük işlerimi halletmem için artık bir nedenim vardı. Günlük, hak edilmiş eğlencemin peşindeydim.


Nedir bu hak edilmiş eğlence?


Aslında eğlenmek için ne yapmaktan zevk alıyorsanız, tam olarak odur hak edilmiş eğlenceniz. Dizi izlemek, oyun oynamak, kitap okumak, dans etmek, arkadaşlarla takılmak ya da sadece boş boş durmak. Sadece takip ettiğim bir dizi var, çok fazla dizi izleyen biri sayılmam ama işlerimi bitirip dizi izlemek için gerekli ortamı hazırlayıp izlemek gerçekten başka bir zevk veriyor. Bazen bütün işleri bitiriyorum, bir de çay yapıyorum, yanına çekirdek ve sadece komik videolar izliyorum. Kendi partimi kendim veriyorum.


Bu bakış açısının benim üzerimde iki tane olumlu etkisi var. Birincisi işleri bitirmek için gerekli motivasyon veriyor. Şu iki işi de bitirince kendi partimi yapacağımı bilmek beni harekete geçiriyor. İkinicisi de daha önce bahsettiğim gibi, hak edilerek eğlenmenin tadı çok daha farklı oluyor.


Gün içerisinde eğlenceye zaman ayrılmadan yaplan her planlama bir noktada patlıyor. Gerçekçi olmak için, insanın kendini ödüllendirmesi gerekli. Planlama yaparken bu kısmı atlıyorsanız, muhtemelen bir süre sonra sizin plan da patlayacaktır. Sonrasında yetersizlik ve başarısızlık hissi de yanında hediye olarak geliyor maalesef. Robot olmadığımızı ve kendimizi küçük şeylerle şımartmanın elzem olduğu gerçeğini hatrlatarak, bu haftaki yazıyı bitiriyorum.

 
 
 

Yorumlar


bottom of page