Siz de Geç Kalanlardan Mısınız? — Geç Kalmışlık Hissi
- Meryem Alay
- 10 Tem 2023
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 20 Şub

Danson Park / London
Nasıl daha iyi bir yazılımcı olunur diye yazı yazıyorum, cevap olarak geç kaldım diyorlar. Yurt dışında yaşam tartışıyoruz, taşınmak için geç kaldım diyorlar. Spora başlamanın püf noktaları nelerdir, geç kaldım diyorlar. İngilizce geliştirmek için şunları yapın, geç kaldım diyorlar. Youtube kanalı açıyorum, geç kaldın diyorlar. Çocuğum hala konuşmaya başlamadı, geç kalmış diyorlar. Çocuk yapmayı düşünüyorum diyorsun, geç kalmışsın diyorlar...
Bu örnekleri sınırsız bir şekilde çoğaltabilirsiniz. Herkes durmadan her şeye geç kalıyor. Ve herkes her şeye çoktan geç kaldı. Bu hayatta insanın başına gelebilecek en büyük dramlardan biridir, geç kalınmış bir hayatı yaşamak. Çünkü her adımı pişmanlıklarla dolu bir yaşamdır. Ne büyük ızdırap Allah’ım!
Size bugün ben hiç böyle duygular yaşamam, geç kalınmışlık hissinin çoktan üstesinden geldim demeyi isterdim. Ama beni bilirsiniz, yaşamadığım şey hakkında ahkam kesemem. Geç kalınmışlık hissini de çok şükür iliklerime kadar yaşadım ve yaşatıldım. Eskisine göre daha iyi kontrol altına aldığımı söyleyebilirim ama geç kaldın perileri bana da ara ara uğramıyor değil.
Peki Nedir Bu Geç Kalmışlık Hissi?
Geç kalmışlık duygusu basit bir kıyastan ortaya çıkar. Kendinizi başkalarının hayatlarıyla kıyaslamaya başladığınız noktada beliriveriyor. Toplumun belirlediği kurallarla zirveye çıkıyor.
Toplumun bir konu için belirlediği zaman aralıkları vardır. Siz bu zaman aralığını aşarsanız, geçmiş olsun artık siz de geç kalanlar kervanındasınız. Yani siz geç kalmış gibi hissetmiyor olabilirsiniz, bunun toplum için hiç bir önemi yoktur. Onların doğru zamanı vardır ve buna uymazsanız sonuçlarına katlanmak zorundasınız. Bu bir kuraldır ve bu kuralı herkes bilir! Yani kendi geç kalmışlıkları yetmezmiş gibi bi de sizi aynı cendereye sokmak için uğraşırlar. Ne de olsa hepimiz aynı gemideyiz.
Bir zaman sonra, siz de iliklerinize kadar geç kalmış olduğunuzu hissedeceksiniz. Pişmanlık ve çaresizlik duyguları en yakın dostunuz olarak hayatınıza devam edersiniz.
Toplumun kabul ettiği zaman aralıklarına uymadığım çok şey oldu. Ben de çok şeye, çok geç kaldım! Hayatımın büyük bir kısmı bu duygunun ızdırabını yaşamakla geçti. Kendimi hep daha iyi tanımak istediğimi bir önceki yazımda belirtmiştim. İnsan kendini tanıma yolculuğunda bir çok duygusunu keşfediyor (Zor ve sancılı bir dönem ama sonucu büyük bir ferahlık).
Günün sonunda beni aşağıya çeken duygularımdan birinin, geç kalmışlık hissiyatının olduğunu fark ettim. Ne de olsa her şey farkındalıkla başlıyor. Eğer sizi rahatsız eden duyguyu fark edebilirseniz, büyük bir şey başarmışsınız demektir. Bunun peşine düşmelisiniz. Bunun arkasında ne yatıyor? Gerisi tam bir dedektiflik hikayesi.
Geç Kalmışlık Duygusunun İlk Tohumlarını Aileler Atıyor
Maalesef çoğu zaman ailemizden gelen inançlarımız bu duygu tohumlarının sorumlusu. Onları fark edip üzerine gittikçe, artık korkmanıza gerek yok bilakis o korksun sizden!
Geç kalma duygusunu bana da ilk ailem ve çevrem öğretmişti. Ama ben artık yetişkin bir birey olmuştum. Neden hala yoğun bir şekilde bu duygunun esiri oluyordum? Neydi günün sonunda bana defaatle bu hissi yaşatan şey? İşte fark ettikten sonra, bir dedektif gibi çalıştım. Sonunda bunun bir bahane olduğunu fark ettim.
Geç Kalmak Hepimizin Bahanesiydi!
Koşmaya başlamak istiyorum ama yani bu yaştan sonra olmaz, geç kaldım! Fransızca öğrenmek istiyorum ama, geç kaldım… Geç kalmak benim bahanemdi! Geç kalmak hepimizin bahanesiydi! Bu bir kırılma anıydı ve bunu anladığım zaman kendime yabancılaştığımı hatırlıyorum. Ne yani ben geç kalmadım mı? Bu sefer geçmişte bunu bir bahane olarak kullandığım için kendime kızdım ve neden bunu fark etmekte geç kaldım diye hayıflandım =)
Evet evet yaşandı bu! Bunun bir illet olduğunu söylemiştim, öyle istediğiniz zaman kurutulamıyorsunuz ama farkındalıkla zamanla yılanın başını ezebilirsiniz.
Bahanelere sığınmayı her zaman bir zayıflık olarak gören ben için, bu farkındalık bir tokat etkisi yarattı bende. Bir zaman sonra bu konuya çok daha farklı bakmayı öğrendim. Öncelikle kendimi toplumun, bu toplum dediğiniz sizin aileniz ve en sevdikleriniz dahi olsa, kabullerine göre yargılamamam gerektiğini anladım. Bunun kendime yapabileceğim en büyük haksızlıklardan biri olduğunu gördüm.
Her Şey Olması Gerektiği Gibi En Doğru Zamanda Olur!
Daha sonra geç kaldığımı düşündüğüm bütün konuları tek tek bir dedektif edasıyla ele aldım. Bir çok geç kaldığımı düşündüğüm konunun aslında benim için en iyi zamanda olduğunu gördüm. Evet yine doğru tahmin ettiniz, geç kalmak diye bir şey yoktu!
Günün sonunda herkes ve her şey kendi zamanında olgunlaşıyordu. Herkes ve her şey kendi zamanınında var oluyordu. Geçmişi bırak, geleceği bırak ve ana bak! Her şeyin sihirli bir şekilde değiştiğini göreceksin.
Bir sonraki yazıya kadar hoşça kalın 👋
Tolstoy'un bisikleti